Son zamanlarda yaptığım en güzel hobi fotoğrafçılık..

Sanki yüzlerce hobim varmışta son zamanlarda yaptığım hobi diye başlamışım.. Herkesin olduğu gibi klasik 2-3 hobim vardır.

Eğitimine de gittim. Yeni başlamama rağmen”Temel fotoğraf çekimi”, “Fotoğrafa Giriş” ve “Etkili Fotoğrafların Elemanları” sertifikalarına sahibim. Fotoğraf eğitimlerine de devam etmekteyim.

Fotoğraf sözlükte geçen anlamıyla Fotoğraf kelimesi “Foton (ışık) + Graf (çizim) kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Anlam olarak, ışık yardımı ile iz bırakmak anlamına gelir. “

Fotoğraf ; Gözün gördüğüne eş değer bir görüntü oluşturmak diyenleri de duyuyorum.

Anı yakalamak, yaşadığın o zamanı durdurmak..

Ama bana göre en güzel tanım, ünlü fotoğrafçı Henri Cartier Bresson’un tanımı:
“Fotoğraf çekmek, insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir. Bu bir yaşam tarzıdır.”

Amatör olarak fotoğraflar çekiyorum.
Fotoğraf çekmeye başladığım zaman,”zaman” akıp gidiyor.. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum..
Canım sıkıldığında, içim daraldığında alıyorum fotoğraf makinemi ve çıkıyorum sokaklara.

Şuan Nikon D5300 DSLR makine kullanıyorum. Evet; fotoğraf makinesindeki bazı özellikler sayesinde ve de birazda teknik bilgilerini ekleyince güzel fotoğraflar ortaya çıkarabilirsin. Fakat fotoğraf makinesi ne kadar iyi olursa olsun bazen bir cep telefonuyla senin makine ile çektiğin fotoğraflardan daha güzel sonuçlar ortaya çıkaranlar olabilir..
Tıpkı üstat Ara Güler’inde dediği gibi : “En iyi makina en iyi fotoğrafı çekseydi en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı.”

“İnsan” fotoğrafı çekmek zor geliyor. İnsan derken tanımadığımız insanlar..

İzin almadan fotoğraf çekmek sorun oluşturabileceği gibi izin alıp çekince de işin doğallığını bozmuş gibi oluyor.

Bu yüzden genel olarak manzara fotoğrafları çekiyorum. Manzara fotoğrafları çekerken de dikkat etmeye çalıştığım ve geliştirmeye çalıştığım nokta farklılık oluşturabilmek..

Yani bir kız kulesi fotoğrafından örnek verecek olursak, kız kulesinin milyonlarca fotoğrafı vardır sen o kız kulesini hiç çekilmemiş haliyle çekersen farklılık oluşturabilirsin. Onu nasıl yapacağını bilmek de zamanla, pozlama dersleriyle, fotoğraflar görerek geliştirebileceğimiz bir şey olacağını düşünüyorum.

Olur veya olmaz kimseyi kırmadan bunu düşünmeye çalışmak, güzel şeyler paylaşmak, üretebilmek, düşünmek, merak uyandırmak..

Fotoğraf çekmenin de bir adabı olmalı. Genel olarak kalabalık fotoğraf gruplarıyla gidilen gezilerde biraz sıkıntılı anlar oluşabiliyor. Bir kare düşünüp çekmeye başlarsın ki bu insan figürü olduğunu düşünelim. Ekipteki diğer arkadaşlarda aynı pozu çekmek isteyince bir adamı 15 kişi fotoğrafını çekmeye kalkışmak yanlış olduğunu düşünüyorum. Hem adamın rahatsız olması en doğal olan şey. Hem de bunu yapmaya kalkmak ayrı bir sıkıntı.

O yüzden fotoğraf çekmeye genel olarak en fazla 3-4 fotoğraf sever ile çıkmak ideal olduğunu düşünüyorum.

Şimdilik arkadaşlarımın fotoğraflarını ve manzara fotoğrafları çekiyorum..

Tabi ki fotoğrafları çektikten sonra insanlarla paylaşmak, insanların beğenisine sunmak güzel diye düşünüyorum..

Ayrıca tamamen de göreceli bir kavram. Benim hoşuma giden bir kadraj senin hoşuna gitmeyebilir ya da tam tersi.

Yine Henri-Cartier Bresson’un bir sözünde dediği gibi :“Fotoğrafın subjesiyle fazla ilgilenmiyorum. Fotoğrafı bir kere çektikten sonre gerisiyle fazla ilgilenmem. Avcılar aşçı değildir ki.”

Fotoğralarıma aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
https://www.instagram.com/halilkrks/
http://www.halilkarakus.com/fotografcilik/ 

Son olarak Burcu Bakdur’un güzel sunumuyla “Fotoğrafçılık Nedir” videosuyla bu yazıma veda ediyorum.

Teşekkürler..

Paylaş